Türkiye Haber Girişi : 20 Mart 2024 11:59

Tevfik Diker’e Erdoğan’a Hakaret Davasında Beraat

Tevfik Diker’e Erdoğan’a Hakaret Davasında Beraat

Eski Milletvekili ve Manisarotahaber.com yazarı Tevfik Diker hakkında Ankara 65. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret davasında adalet yerini buldu. Mahkeme, açıkladığı gerekçeli kararında Tevfik Diker’i suçsuz bularak beraat kararı verdi. 

 

Eski Milletvekili ve Manisarotahaber.com yazarı Tevfik Diker hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30/09/2022 tarihli ve 2022/52816 esas numaralı iddianamesi ile: "Şüphelinin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda; 27/11/2019 tarihinde müşteki ve Fetulah Gülen'in görsellerinin bulunduğu, üzerinde "Laik Türkiye Cumhuriyetine, Türk Ordusuna, Türk Yargısına ve Türk Halkına en büyük kötülüğü edenler" ile 17/01/2020 görüntüleme tarihinde "Reyiz Halife Mi Mehdi Mi, Mesih Mi? Bop Eş Başkanımı? Cevabı Olan Var Mı" şeklinde sözlerine istinaden Ankara 65. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret davasında adalet yerini buldu. Mahkeme, açıkladığı gerekçeli kararında Tevfik Diker’i suçsuz bularak beraat kararı verdi.


İDDİANAME HAZIRLANDI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30/09/2022 tarihli ve 2022/52816 Esas numaralı iddianamesinde: "Şüphelinin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda; 27/11/2019 tarihinde müşteki ve Fetulah Gülen'in görsellerinin bulunduğu, üzerinde "Laik Türkiye Cumhuriyetine, Türk Ordusuna, Türk Yargısına ve Türk Halkına en büyük kötülüğü edenler" 17/01/2020 görüntüleme tarihinde "Reyiz Halife Mi Mehdi Mi, Mesih Mi? Bop Eş Başkanımı? Cevabı Olan Var Mı"  şeklinde sözlerle somut bir fiil ve olgu isnat ederek müştekinin şeref, onur ve saygınlığını rencide ederek hakarette bulunduğu. Dosyada bulunan sosyal medya paylaşımlarının kabul edilen bu oluşu teyit ettiği, Şüphelinin alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği. 
Kolluk araştırma raporunda şüphelinin müsnet suçu işlediğinin tespit edildiği, Şüphelinin objektif olarak herkes tarafından algılanabilir bir mecra olan sosyal medya aracılığıyla söz konusu paylaşımları gerçekleştirmesi sebebiyle aleniyet koşulunun gerçekleştiği. Suçun aynı suç işleme kararının icrası kapsamında müştekiye karşı birden fazla kez işlenmesi sebebiyle şüpheli hakkında TCK 43/1 zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği, Adalet Bakanlığı tarafından, atılı eylemleri sebebiyle şüpheli hakkında kovuşturma izninin verildiği,
böylece şüphelinin zincirleme şekilde Cumhurbaşkanına alenen hakaret suçunu işlediği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Şüphelinin müştekiye yönelik zincirleme şekilde Cumhurbaşkanına alenen hakaret suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 299/1-2, 43/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına," karar verilmesi talep edilerek" kamu davası açıldığı görülmüştür” ifadeleri yer aldı.


SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

Eski Milletvekili ve Manisarotahaber.com yazarı Tevfik Diker ise mahkemeye verdiği ifadesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etmediğini belitterek üzerine atılı suçları kabul etmedi. Tevfik Diker savunmasında:"Benim hiç bir sosyal medya hesabım yoktur. İddia edilen sosyal medya hesapları kumpas ve komplolardır. Bu konuda husumetlilerim büyük seferberlik halindedirler. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin, Ankara Siber Suçlarının ve Manisa Siber Suçlarının lehime raporlarını sunuyorum. Ben Manisa Alaşehir'liyim. Orada hastaneye çökenleri ifşa etmiştim. Ben yolsuzlukla mücadele eden tek milletvekiliydim. Çok önemli aldım. Bu sebeple husumetlilerim vardır. Sayın Cumhurbaşkanı beni rahatsızlığım döneminde benim tedavim ile özel ilgilenmiştir. Benimle özel ilgilenen kişiye hakaret etmem söz konusu değildir. Bu konuda Özel Güven Hastanesi sahibi benim tanığımdır. Bu konuda televizyonda dahi açıklamalar yapılmıştır. Hakkında şikâyetçi olan sunduğum Yargıtay 12. Ceza Dairesi İlamına konu dosyada hakkımda şikâyetçi olmuş. Beraatime karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise lehe olan hükümlerin uygulanmasını ve CMK 231/5 madde gereğince hakkımda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul etmiyorum. Şikayetten vazgeçme olursa kabul ederim" şeklinde beyanda bulundu.


AYHAN ÜNAL’IN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Görülen davada tanık olarak dinlenen  Ayhan Ünal’ın verdiği ifade de ortaya çıktı. Ayhan Ünal beyanında: "Ben paylaşımları sosyal medyadan gördüm, sanık bunları instagram, facebook üzerinden paylaşmıştır, benim sanık ile görülen davalarım vardır bu nedenle kendisini tanıyorum, hesabın sahibi Tevfik Diker’dir kendi adıyla açılmış bir hesaptır, yapılan paylaşımlarda kendi hayatıyla ilgili paylaşımlardı olduğu için hesabı bizzat kendisin kullandığını düşünüyorum, şu an hatırlayamadığım şekilde Cumhurbaşkanına ve Türkiye Devleti aleyhine yazılar yazmıştır. Ben bu paylaşımları ekran görüntüsü alarak soruşturma aşamasında teslim etmiştim. Şu antiwitter hesabı kapalıdır facebook, instagram hesabı kapalıdır . Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir." 


BERAAT KARARI ÇIKTI

İddia makamının esas hakkındaki mütalaasında ise: "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar sanık hakkında cumhurbaşkanına hakaret suçundan kamu davası açılmış ise de sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak somut, yeterli delil elde edilemediğinden CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur" şeklinde beyanda bulunarak Tevfik Diker hakkında beraat kararı verilmesi istendi. 


DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Sanığın sosyal medya hesabı üzerinden iddia konu paylaşımları yaptığı iddialarıyla kamu davası açılmıştır. Sanık, paylaşımların yapıldığı hesabın kendisine ait olmadığını beyan etmiştir. Tanık Ayhan Ünal: hesapta sanığın hayatıyla ilgili paylaşımlar da olduğu için hesabı bizzat sanığın kullandığını düşündüğünü beyan etmiş ise de: tanığın bu beyanlarının varsayım niteliğinde olduğu ve sanık ile katılan arasında adliyelere de yansıyan önceye dayalı husumet olduğunun alınan beyanlardan anlaşılmış olması nedenleriyle tanığın beyanlarına itibar edilmemiştir. Dosya kapsamında iddiaya konu paylaşımların yapıldığı hesabın sanığa ait olduğu yönünde savunmanın aksini gösterir nitelikte delil bulunmadığı görülmekle sanığın atılı suçu işlediği hususunda şüphe bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Tüm bu sayılan nedenlerle sanığın atılı suçu işlediğine dair kesin, hükme esas ve inandırıcı delil elde edilemediğinden dolayı atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı vermek gerekmiştir. 
Amacı her somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan ve Latince; "in dubio pro reo" olarak da ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü bir ceza davasında sanığın cezalandırılmasına karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık lehine değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ve gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi durumunda da geçerlidir. Sanığın üzerine atılı bulunan suçlardan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye yer vermeyecek kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaatlere değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa ihtimale dayanılarak sanığın mahkûmiyetine karar vermek, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelecektir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2014/13-676 Esas 2016/262 Karar Sayılı İçtihadı) 
HÜKÜM://Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 
1- Sanık Tevfik Diker'in TCK'nın 299/1-2 maddesinde tanımlanan Cumhurbaşkanına Hakaret suçunu işlediği iddialarıyla kamu davası açılmış ise de; sanığın atılı suçu işlediğine dair, her türlü şüpheden uzak nitelikte delil elde edilemediğinden dolayı atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince BERAATİNE,
2-Sanık, davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanığa verilmesine, 
3-Yapılan yargılama giderlerinin kamu üzerine bırakılmasına,
Dair; Verilen kararın huzurda olanlar yönünden tefhiminden, yokluğunda karar verilenler yönünden tebliğinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde, Mahkememize verilecek bir dilekçe ile ya da tutanağa bağlanmak üzere mahkememiz kalem personeline yapılacak müracaat ile; başka yerde bulunulması halinde ise mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer asliye ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile ya da yine mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer asliye ceza mahkemesi kalem personeline tutanak tutulmak suretiyle; tutuklu veya hükümlülerin bulundukları ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürlüğüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vermek suretiyle müracaatı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yasa yolu açık olmak üzere, kanun yoluna müracaat edilmediği takdirde kararın kesinleşeceği ihtar edilerek, verilen karar, 5271 sayılı CMK’nın 231/1. maddesine göre açıkça okundu gerekçesi ana çizgileriyle anlatıldı.
 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.